Filo sektörünün bugününe ve yarınına ışık tutmak amacıyla TEB Arval’in destek olduğu “CVO Barometre 2015″ araştırması sonuçları açıklandı. Tüm filo profesyonelleri için referans kaynağı olma niteliğine sahip araştırma Türkiye dahil olmak üzere 16 ülkede, 5 bine yakın şirket profesyonelinden görüş alınarak hazırlanıyor ve Türkiye’deki filo sektörüne ışık tutuyor. Araştırmaya göre ölçeği fark etmeksizin tüm şirketler araç filolarının genişlemesini bekliyor, yeni enerji teknolojilerine olan ilgi artıyor.
TEB Arval desteğiyle gerçekleştirilen ve otomotiv sektörünün önemli bir alanı olan filo yönetimi konusundaki tek çalışma olan CVO (Corporate Vehicle Observatory-Kurumsal Araç İzleme) Barometre’nin 2015 sonuçları açıklandı. Tüm filo profesyonelleri için referans kaynağı olma niteliğine sahip araştırma Avrupa ve Avrupa dışından 14 ülkede, 5 bine yakın firma ile yapılan doğrudan görüşmelere dayanıyor. Kurumsal araç kullanan şirketlerin filo yöneticilerinden elde edilen verilerle derlenen araştırmanın, yayınlanan raporu Türkiye’de filo araç kiralama sektörünün mevcut durumuna ve geleceğine ışık tutuyor. Araştırmada, 2015 yılında Türkiye’de binek ve hafif ticari segmentteki araç satış oranları yer alıyor. 2014 yılında 180 bin olan ticari araç satışlarının 2015 sonu itibarıyla 202 bin olacağı tahmin ediliyor. Binek otomobil satışlarının ise geçen yılki 587 bin satışa karşılık 618 bin civarında gerçekleşeceği öngörülüyor.
Araştırmayla ilgili görüşünü paylaşan TEB Arval Genel Müdürü Philippe Chabert,şunları söylüyor: “CVO Barometre, yıldan yıla büyüttüğü bilgi havuzu ile filo sektörünün genel bir görünümünü sunmanın yanında, Türkiye’deki araç finansmanı ve kullanım alışkanlıklarına dair de önemli bulgular ortaya koyuyor. Türkiye’deki filo sektörünün büyüme potansiyeline yönelik olumlu görüşler bu yıl da Avrupa ortalamasının üzerinde seyrediyor. TEB Arval olarak, kurumlara geleceğe yönelik filo yönetimi vizyonlarında rehberlik edecek bir çalışmayı ortaya koymaktan ötürü mutlu ve heyecanlıyız.”
Türk filo yöneticileri iyimser
Araştırmaya göre Türk filo yöneticileri filo büyüme potansiyeli açısından Avrupa’daki meslektaşlarına kıyasla sahip oldukları iyimser tutumu sürdürüyor. Araştırmaya Türkiye’den katılan tüm şirketlerin %35’i filolarındaki araç sayısının önümüzdeki üç yıl içerisinde artacağı beklentisi içinde olsa da, bu oranda bir yıl öncesine göre %3 oranında bir düşüş yaşandığı da gözlemleniyor.
Filo kullanım süresindeki artış Avrupa’yı geride bıraktı
Türkiye’de, Avrupa’ya kıyasla yüksek oranda çıkan bir diğer beklenti de araç kullanım sürelerinin uzatılmasına yönelik. Raporda ölçeği fark etmeksizin tüm şirketlerde bu beklentinin yüksek olduğuna dikkat çekiliyor. Araştırma kapsamında görüşülen küçük ve orta ölçekli şirketlerde profesyonellerin %23’ü, büyük şirketlerde ise profesyonellerin %31’i, mevcut şirket filolarındaki binek araçların kullanımlarının artacağını düşünüyor. Hafif ticari araçlarda ise bu oran sırasıyla %17 ve %29 olarak ölçülüyor. Oranlarda geçen yıla oranla düşüş yaşanması dikkat çekiyor.
Operasyonel kiralama Türkiye’de büyük şirketlerin yaygın filo finansman tercihi
Türkiye’de filo yönetimi için iki ana finansman yöntemi olarak peşin satın alma ve araç kredisi öne çıkıyor. Her iki yöntemin 100’den az personele sahip Türk şirketlerindeki kullanım oranı %47-%47 olacak şekilde eşit dağılıyor. Küçük ve orta ölçekli Türk şirketlerinin %3’ü finansal kiralama, %3’ü de operasyonel kiralama yöntemini kullanıyor. 100’den fazla kişinin çalıştığı Türk şirketlerinde ise tablo değişiyor ve operasyonel kiralama penetrasyonunun %26 oranında olduğu görülüyor. Avrupa’nın büyük şirketlerinde operasyonel kiralama penetrasyonu ise %36.
Kiralama kontratlarında en çok kiralanan aracı doğrudan etkileyen hizmetler tercih ediliyor
Araştırmada küçük, orta ve büyük şirketlerin filo yöneticilerinin filo yönetimi alanındaki beklentileri de sıralandı. Türk şirketlerinin genelinde yöneticilerin ana beklentileri araç ile doğrudan ilişkili hizmetler (bakım, lastik değişimi, vb.), yakıt ve kaza yönetimi olarak sıralanıyor. Personel sayısı 100’den az ve 100’den fazla olan Türk şirketlerinin filo yöneticilerinin %80’i ilk beklentileri olarak araç ile ilgili hizmetleri dikkate alıyorlar. Büyük şirketlerdeki filo yöneticilerinin %79’u ise kaza yönetimini ikinci öncelikli beklentileri olarak sıralıyor. Araç takip sistemi, raporlama, araç politikası, çalışanlarının araçlarının yönetimi ve güvenlik gibi unsurlar da daha çok büyük şirketler tarafından öncelikli beklenti olarak değerlendiriliyor.
Büyük şirketler mobilite planlarını yürürlüğe koydu
Araştırmada seyahat ve mobiliteden sorumlu kurum içi departmanlar kurma tercihlerinin daha da yaygınlaştığı görülüyor. Türkiye’deki sehayat ve mobiliteden sorumlu ayrı bir departman kuran şirketlerin daha çok personel sayısı 100’den fazla olan şirketler olduğu görülüyor. Küçük ve orta ölçekli şirketlerin %10’unda ayrı birseyahat ve mobiliteden sorumlu departman bulunurken, büyük şirketlerde bu oran %63 olarak ölçülüyor. Filo yöneticilerinin mobilite servislerine yoğun ilgisi de araştırmanın çarpıcı sonuçları arasında yer alıyor. Bu servislerden özellikle havuz aracı hem küçük ve orta hem de büyük şirketlerde yaygın olarak kullanılıyor.
Araç Takip Sistemi kullanımı arttı
Büyük Türk şirketleri araç takip sistemi yöntemini benimsiyor ve 2012’den bu güne Türkiye’de araç takip sistemi kullanımı alanında büyük bir artış yaşandığı görülüyor. Filo yöneticileri araç takip sistemi kullanımını yakıt tüketimini azaltmak ve sürücü davranışlarını takip edebilmek için tercih ediyor. Küçük ve orta ölçekli Türk şirketlerinin %12’si araç takip sistemi kullanırken, büyük Türk şirketlerinde bu oran %60’a kadar varıyor. Türk şirketleri ölçek fark etmeksizin araç takip sistemi kullanımında Avrupa’daki şirketlerden daha istekli bir görünüm sergiliyor.
Filo yönetimine yönelik mobil uygulamalara ilgi
Büyük Türk şirketlerinde öne çıkan tercihlerden biri de filo yönetimini destekleyen mobil uygulamalar oldu. Personel sayısı 100’ün üzerindeki büyük ölçekli Türk şirketlerinin %37’si mobil uygulamalara ilgi duyarken küçük ve orta ölçekli şirketlerde bu oran 10 olarak ölçülüyor. Türk şirketleri filo yönetimini kolaylaştıran mobil uygulamalara gösterilen ilgi bakımından Avrupa şirketlerine kıyasla daha düşük bir penetrasyon oranına sahip.
Yeni enerji teknolojilerine ilgi çok, kullanım az
Hibrit, elektrikli araç, yakıt hücresi, tak-çalıştır hibrit ve sıkıştırılmış doğal gaz gibi yeni enerji teknolojiler Avrupa’da filo yönetiminde sıklıkla tercih ediliyor. Türkiye’de ise bu yeni enerji teknolojilerinin henüz yerleşmediği ancak özellikle büyük Türk şirketlerinin filo yöneticilerinin yeni teknolojilere olan ilgisinin arttığı görülüyor. Küçük ve orta ölçekli Türk şirketlerinin %21’i önlerindeki üç yılda söz konusu teknolojilerden en az birini benimsemeyi düşündüklerini ifade ederken büyük ölçekli şirketlerde bu oranın %46 olduğu görülüyor.