BMW 420d Test

Yepyeni, göz alıcı, etkileyici, karizmatik… Karşınızda BMW 420d!!! Yazdığım sıfatlar söylenmesi gerekenlerin yüzde 10’luk bir kısmı bile değil desem sizlere inanırmısınız? Bence kesinlikle inanırsınız sevgili okurlarım, Sizleri uzun zamandır test etmek için sabırsızlandığım ve içimde heyecan yaratan BMW 4 serisi ile baş başa bırakıyorum

Lüks, konfor, stil, elit, kalite bu otomobilin hamurunda gizli!!!

Uzaktan çok uzaktan bile bakmaya başladığınız anda bu otomobil sizi etkiliyor, bu otomobil sizi kendine çekiyor, bu otomobil fiyat etiketini size unutturuyor, bu otomobil bir bakmışsınız sizi sürücü koltuğuna oturtmuş bile. Bu otomobil sürücüsüne bir statü katıyor sevgili okurlarım…

BMW markası siz otomobil tutkunlarının da bildiği üzere efsane modeli 3 serisinin coupe ve cabrio formunu artık karşımıza 4 serisi adıyla sunma kararı aldı. Ben dahil bir çok BMW tutkunu bu kararı beğenmeseler de 4 serisini gördükten sonra alınan kararı sevmeye başladık çünkü BMW yine yapmış yapacağını ve bundan 15-20 sene efsane diyerek saklanacak bir otomobil daha yaratmış.

Test köşemizin değerli konuğu 4 serisi 2.0 litre klasikleşmiş dizel üniteyi kalbinde barındırmakta olup damarlarında 184 Bg ve 380 Nm dolaşmakta. Bu motora hayranım gerçekten bu motoru hangi otomobile takarsanız takın sizi kendine hayran bırakacaktır. Sunduğu yakıt tüketimi değeri olsun, güç ve tork değerleri olsun, gaz pedalına her dokunuşunuza verdiği tepki olsun, içinde bulunan farklı karakterler olsun ciddi anlamda çok başarılı ve tek bir eksi yönü bulunmuyor.

Gaza bastığınız anda sportiflik açısından eksiksiz davranan bu motor, sakin kullanımınızda ise 100km’de 5 litreden az yakıt tüketmesiyle kendisine hayran bırakıyor. Tabi bu motora mükemmel şekilde adepte edilmiş 8 ileri steptronik şanzımanın sıfır kayıpla, saliselik hızda, sarsıntısız olarak gerçekleştirdiği vites geçişlerinin etkisi çok büyük. Vites oranları o kadar başarılı ki sakin kullanımlarda yüksek süratlerde olsanız bile devir bandını en aşağı çekerek yakıt tüketimini düşürüyor ama gaz pedalını sonuna kadar bastığınızda ise otomobili anında toparlayarak mükemmel bir şekilde performansı hissettiriyor.

Buraya kadar mekanik kısımlardan konuştum şimdi biraz işi elektroniğe dökelim. Bu çok başarılı motor ve şanzıman ikilisine İdrive sisteminin sunduğu 4 farklı sürüş modu eklenmesiyle BMW mühendisleri 4 farklı karakteri otomobilin altında barındırmaktalar. Eco Pro, Comfort, Sport ve Sport+ modları tek bir tuşla vites kolunun hemen yanında bulunmakta. Her mod otomobilin farklı özelliklerini ortaya çıkartmakta. Eco pro tüketim açısından en minimalist değerleri sunarken, Comfort modu huzur dolu bir sürüşe yardım ediyor, Sport modunda otomobil adeta bir atlete dönüşmekte iken Sport+ modunda ise sanki sihirli eller bu atlete doping uyguluyor gibi…

4 farklı modun 4 farklı motor, şanzıman, süspansiyon ve direksiyon tepkileri sunması kendinizi daha özel hissetmenize yardımcı olmakla beraber, otomobili her türlü hizmete uygun hale getiriyor.

Eco Pro ve Comfort modlarında ilerlerken idrive sisteminden aktif edebildiğimiz “Seyir modu” özelliği ise tamamen tüketimi düşürmeye yarayan harika bir özellik. Bu özellik 50-160 km/sa arasındaki hızlarda sürücünün ayağını gazdan çekmesiyle, aktarma organlarının motordan ayrılması sağlanarak yakıt tüketimi asgari seviyeye indiriliyor ve sadece rüzgârla yol alan yelkenli bir tekne gibi akıcı bir seyir sağlanıyor.

Test aracımız “Luxury” adıyla isimlendirilmiş donanım seviyesine sahip olarak karşımızdaydı. Yani bu donanım seviyesinin amacı içinde sportiflik barındıran lüks görünüme sahip konforlu bir coupe otomobil sunmak. Ve gerçekten bu hedef başarılmış durumda. Luxury donanım seviyesindeki otomobilimiz ön ve arka tampondaki krom şeritlere hemen yan çamurluklardaki krom olarak sunulan hava kanalı ve donanım seviyesinin logosunu barındıran krom eke sahip olmasıyla lüks görünüme ilk adımı atmış oluyor. Daha önceki BMW’nin coupe modellerinden tanıdık olduğumuz camların kenarlarını saran krom çerçeve ise vazgeçilmez bir unsur. Krom ön böbrekler ve krom tabanlı bi-xenon farlar bu sert bakışlı aracı lüks bir coupe olarak sunuyor.

Otomobilin yan tarafından başlayan çizgileri kaputunun da üstünden akarak geliyor ve ön tarafta bir kurt havası oluşturuyor, otomobilin önden görünümü gerçekten kusursuz olmakla beraber kalite kokuyor. Yan tarafa geçtiğimizde ise 18 inç boyutundaki çok kollu jantlar tasarımı ağırlaştıran bir diğer unsur olarak karşımıza çıkıyor. Tavandaki bir BMW vazgeçilmezi olan “Shark anten” tasarımı desteklerken bagaj kapağının sonuna doğru yapılan hafif kıvrım bir spoiler varmış gibi duruyor. Saydığım onlarca tasarım ayrıntısını ciddi anlamda çok beğenmiş olan ben o minnacık yuvarlak egzoz ucunun kesinlikle yakışmadığını söyleyerek ufak bir eleştiri getirmek istiyorum…

Otomobilin kapısını açıp iç tarafa baktığınızda taba renkli deri döşemeler gözleriniz alıyor, dikişlerine kadar dikkatle incelediğim bu döşemeler ciddi anlamda kaliteli olmakla beraber dokunduğunuz zaman çok güzel bir hissiyat bırakmakta. Taba rengi aracın ön göğsünün alt tarafındaki plastik parçalarda da devam etmekte ve tasarımı bütünleştirmekte. Orta konsolda ve ön göğüs de kullanılan alüminyum kaplamalar lüks bir detay olarak karşımıza çıkıyor. Koyu renkli ahşap kaplamalar ise otomobilin ağır başlı bir coupe olduğunun kanıtı.

İç trimlerin kalitesi, hissiyatı, konumlandırması konumunda olumsuz tek bir eleştirim bile yok. İdrive kumandasının elinize oturmasından tutun, joystick vites topuzunun duruşu, ekranın konumlandırılması her şey sürücüye özel ve kaliteli olarak dizayn edilmiş. Bu kadar kalite unsuru bulunan iç mekanda açıkçası eski modellerde kullanılan direksiyonun çok az değiştirilmiş halin kullanılması ve gayet sert bir plastikten imal edilmesi beni hüsrana uğrattı diyebilirim… Kesinlikle sevgili okuyucularım opsiyon listesine göz atıp yeni yuvarlak göbekli M direksiyonları opsiyon olarak aracınıza ekletmenizi istiyorum.

İç kısımda sunulan diğer bir güzel detay ise ehliyet kemerimizi bize getiren yardımcımız. Bildiğiniz üzere coupe formlu otomobillerin kapıları çok uzundur ve dolayısıyla emniyet kemeri çok arkada kalarak işkence dolu saniyeler yaşatır bizlere. Bunu kolaya indiren BMW mühendisleri siz koltuğunuza oturduğunuz zaman size emniyet kemerinizi getiren bir kol geliştirmişler. Gayet pratik olan bu kol görevini gayet güzel yerine getirmekte. Yalnız biraz daha kaliteli plastikten yapılmasını tercih ederim.

Otomobilin ses yalıtımı kusursuz! Kışlık lastiklere ve parke taşlı zeminlere rağmen kabin gürültüsü minumum düzeyde. Rüzgar sesini ise çok nadir çıkacağınız süratlerde duymaktasınız. Motor sesi ise tork’un maksimum hissedildiği noktalarda çok tatlı bir şekilde kulağınıza gelmekte emin olun bu hiç rahatsız edici değil.

Görüş açıları gayet yeterli olan 4 serisinde arka görüş kamerası da bulunmakta ve geriye doğru yapılan hamlelerinizi gayet kolaylaştırmakta. Otomobillerin vazgeçilmezi olan sunroof tabiî ki 4 serisinde de bulunmakta. İç mekanın havadar olmasını sağladığı kadar dıştan görünümü de güzelleştirmekte.

Otomobil bindiğiniz andan itibaren lüksü, konforu, kaliteyi hissediyorsunuz kesinlikle. Motoru çalıştırıp ilerlediğiniz zaman ise güç, kuvvet, adrenalin size eşlik ediyor. Kırmızı ışıkta durduğunuzda insanların bakışları, trafikte ilerlerken diğer sürücülerin sizi izlemesi ise çok hoşunuza gidiyor.

Çok dikkat çeken, ilgi odağı olmanızı sağlayan bir coupe BMW 4 serisi. Luxury donanım ise 30’lu yaşlarında yöneticilerin takım elbiselerini giydikten sonra sabahları güne mutlu başlamalarını sağlayacak bir sürü detay barındırıyor…

Ödeyeceğiniz her kuruşu sonuna kadar hak eden bu otomobil BMW showroomların da sizleri bekliyor sevgili okurlarım, bu taptaze BMW modelini lütfen inceleyin.