Herkese merhaba diyor ve bu güzel bahar havalarını yaşadığımız günlerde sıradaki konuğumuz VW markasının efsane diye anılan Golf modelinin 1.6 litrelik dizel motora sahip, Comfortline donanım ile bezeli göz alıcı mavi renkli otomobili ile karşınızdayız.
Efsane 7. Nesil ile karşınızda
Piyasa çıktığı ilk modeli ile başlayan bir serüvendir Golf biz otomobil tutkunları için, bir sınıfın yaratıcısı olmuş ve her zaman bir çizgi belirlemiştir Golf. Her zaman en iyi değildir ama her zaman bir tutku olmuştur. VW Golf dediğiniz zaman otomobil tutkunlarının hepsinin gözleri içinde bir kıvılcım görebilirsiniz. Kadın, erkek, çocuk, yetişkin tüm insanlara Golf’ü sorduğunuz zaman illaki bir yorum yapabilirler ve yüzde 90 olumludur bu yorumlar.
Şimdi ise karşımızda 7. Nesli ile durmakta olan bu efsaneyi sizler için test ettik ve en objektif yönümüzle iyi ve kötü her yönünü anlatacağım. Ama tek bir şeyden eminim ben burada her şeyin kötü olduğunu yazsam bile siz okuyucularım gidip Golf’ü test etmek isteyeceksiniz!
Dış tasarım
Otomobilin dış rengi göz alıcı “Pasifik Mavi” olarak karşımıza çıkıyor. Gündüz ve gece her koşulda kendini belli eden bu renk zaten lansman ve katalog rengi olarakta kullanılmış VW tarafından. Test aracımız Comfortline donanım seviyesine sahip olmasına rağmen bi-xenon farlar ve 17” boyuntundaki “Madrid” isimli jant opsiyonuna sahipti. Jantlar tasarımı ve piano black detaylarıyla çok hoş gözüküyor. Bi–Xenon farların ise tasarımı kesinlikle harika ve bu opsiyonun kesinlikle alınması taraftarıyım, otomobilin karakterini tamamen değiştiriyor hele “U” led opsiyonu bambaşka bir otomobil kimliğine sokuyor otomobili.
Ön tasarım daha önceki seleflerinden çok kopmamasına rağmen biraz daha keskin hatlara sahip olmakla beraber halk arabası terimininden biraz daha uzaklaşarak Premium sınıf bir görüntü sunuyor. Ön panjurdaki krom çizgi ve farın içinde devamı çok hoş bir detay. Yan kısma geçtiğimizde ise ön tarafta üçgen bir parça cam kullanımı ve aynaların gövdeye sabit tasarımı dikkat çekiyor. Aynaların katlandığı pozisyondaki görüntüsü de gayet keskin. Kapı kollarının hemen altından ön kısma kadar akarak gelen çizgiler otomobile akıcılık katıyor. Ön sütunun eğimi sayesinde ön cam görüş açısı çok geniş tutulmuş durumda. Arka tarafa geçtiğimiz zaman hatların biraz daha sertleştiğini söylemek gerekli. Özellikle stoplarda ve bagaj kapağındaki çizgi hattı ile bu sertlik belli edilmiş.
Otomobil genel bakıldığında gerçekten hoş bir tasarıma sahip ve ciddi anlamda daha önceki nesillere göre daha kaliteli duruyor karşımızda. Tabii ki beğenmeyenler çıkacaktır çünkü zevkler ve renkler tartışılmaz ama opsiyon listesindeki eklentilerle beraber bu otomobilin görünüşü gerçekten çok başarılı.
İç Mekan
İç mekana geçişimiz kapımızın tok bir şekilde açılmasıyla başlıyor, takıntılı bir adam olarak kapıların tok açılması ve ciddi anlamda hafif olması çok hoşuma gitti. Bir ayrıntı vermek istiyorum otomobili çok dik bir yokuşa park ettiğimde ben inemeyeceğim galiba diye düşünürken kapıyı açtığımda üstüme kapanmadı, açtığım açıda bekledi, çok hoşuma gitti açıkcası. Otomobilimiz’de cam tavan bulunmaması büyük bir şanssızlık açıkçası… Koltuklara oturmanızla beraber sizi sarması gayet iyi ve uzun süreli yapılan sürüşlerde kesinlikle yormuyor. Kumaş kalitesi gayet güzel ve görüntüsü hoş. Ama insan “Highline” donanımında sunulan koltukları aramıyor değil.
Sürüş konumu ve sahip olduğunuz sürüş açısı gayet başarılı. Şehir içi ve otoyol kullanımlarında herhangi bir sıkıntı yaşamıyorsunuz. Otomobilin içinde ki ambiyans aydınlatması, ön konsolda kullanılan piano black malzemeler, kullanılan plastik aksam oldukça kaliteli bir hava yaratıyor. Direksiyon simidinin tasarımı çok başarılı ve ele tam oturuyor, üzerinde biraz fazla tuş var ve alışmanız zaman istiyor. Ön konsolun sürücü odaklı tasarımı güzel bir detay. Klima elemanlarının kullanımı gayet rahat ve havalandırma sistemi anında otomobilin havasını değiştiriyor. Multimedya sistemi “MQB” platformunun bir getiri olarak otomobil ile ilgili tüm bilgileri, ayarları karşımıza getiriyor ve kullanımı gerçekten kolay. Elinizi uzattığınız anda animasyon olarak açılması ise çok güzel bir detay.
Kadran gayet rahat okunuyor ve tasarımı kaliteli, ayrıca insanın gözünü yormuyor. Yol bilgisayarı ise çok başarılı, direksiyondan kontrol ederek sürüşünüz ile ilgili ve otomobil ile ilgili bilgilere ulaşmak çok kolay. Motor sesi ve yol gürültüsü almıyor otomobil yalıtım olarak çok başarılı. Yalnız 120 km üstü süratlerde ön taraftan rahatsız edici bir rüzgar sesi duyuyorsunuz. Açıkcası diğer açılardan sıfır gürültü olduğundan rüzgar sesi daha çok göze batıyor.
Performans
Otomobilde bulunan 1.6 litrelik dizel motora hiç yabancı değiliz, performansı gayet tatminkar olan bu motorda makul tüketim seviyeleri bulunmakta. Şehir içi trafik kullanımda 7 litre civarında tüketen motor otoyol kullanımlarında 5 litre ve altına iniyor kolayca. Yüksek süratlerde ise tüketim tatminkar düzeyde olmakta. Burda ufak bir eleştiride bulunmak istiyorum, rakiplerin dizel ünitelerinin artık çok daha güçlü durumdalar tabii Golf’ün DSG sistemi ve aktarmadaki başarısı aradaki farkı kapatsada artık VW firmasından daha güçlü bir motor bekliyoruz.
7 ileri DSG sisteminin geçişlerini hissetmiyorsunuz ve sarsıntı düzeyi çok düşük. Yalnız manuel kullanımda vitesi attıktan sonra yükselen devri anlayamadım açıkcası vites değişiyor ama otomobil ara gaz verir gibi devir çeviriyor. Sport konumda otomobili ataklaştıran vites geçişleri sürat için gereksiz uzun bekleme içeriyor, dizel motorlar sonuçta fazla devir sevmiyor ama DSG aracı 4200-4300 devir bandına kadar zorluyor. Ama bunlar çok ufak ayrıntılar, sistemin kalitesini törpüleyemez kesinlikle!
Şimdi gelelim yol tutuş bölümüne. Otomobil gayet stabil bir şekilde ilerliyor sonuçta altınızda efsane bir model var ve VW firmasını kendini kanıtlamış bir marka ama 1.6 dizel motora sahip modelinde mühendisler arka tarafta “Torsiyon” sistemini kullanmayı tercih etmişler. Maliyet düşmesi ve ağırlık azaltması amaçlanan bu sistemin bir kusuru var oda aracın arkası kayıyor! Evet otomobilin önü zıpkın gibi yerdeyken virajlarda biraz hamle yaptığınız anda otomobilin arkasını yan tarafta görüyorsunuz. Ama bu sorun otomobili kötü yapmıyor çünkü ön taraf o kadar stabil bir seviyedeki şeridinden kesinlikle kopmuyor. Sanki arkadan itişli bir otomobil kullanıyormuş havasını hissettirmiyor değil araç.
Süspansiyon sistemi darbeleri ve yol yüzünü gayet güzel şekilde absorbe edebiliyor. Konforun doruklarındasınız koltuğunuzda giderken. Frenleme kısmında ise hiçbir sorun bulunmamakta, fren pedalı ayağınızın her darbesine cevap veriyor.
Sonuç
Bir efsane ile karşı karşıya 2 gün geçirdik. Hatalarıyla, kusurlarıyla, artılarıyla sizlere aktarmaya çalıştım VW Golf’ü. Ama bu kez diğer nesillerinden çok farklı bir otomobil Golf. Artık Premium sınıfa oynayan bir otomobil konumunda ve içine oturduğunuz anda hissiyat doluyorsunuz. Kalite, güven, konfor, lüks size eşlik ediyor. Bu yıl bindiğim en etkileyici iç kısım ve hislere sahip otomobil diyebilirim rahatlıkla. Son günlerde fiyatlar ne kadar yükselmiş olsa da! Ve Golf modeli yüksek bir etikete sahip iken bu sefer parasını hak ediyor diyorum. Efsane model uzun emekler verilen “MQB” platformu ile zirvesini yaşıyor ve sahiplerine yaşatıyor…
Saygılarımla
Emirhan DERELİ
Her türlü soru ve görüşleriniz için: emirhan@otomobiltutkunu.com
VW GOLF 1.6 TDI CR DSG Teknik Özellikler
Motor: Silindir hacmi (cm3) 1598
Güç (devir/dak) 3000-4000/105 Hp (bg)
Tork (Nm) 250 (devir/dak) 1500-275
Azami hız km/sa 192
0-100 km/sa 10.7
Yakıt tüketimi
Şehir dışı (lt/100 km) 3.5
Şehir içi (lt/100 km) 4.6
Ortalama (lt/100 km) 3.9
CO2 emisyonu (gr/km) 102