Haber yayınımıza bu günler de konuk ettiğimiz hafif ticari araç sınıfında rakiplerinden farklılaşıp tamamen yeni bir ön görünüm ve yeni iç tasarım üzerine inşa edilen Peugeot Rifter oldu. Bu haberimizde kendi segmentinde binek otomobil konforu sunan modeli detaylandıracağız.
Dış Tasarım
Peugeot Rifter’in GT versiyonu aynı zamanda Peugeot’nun GT ürün gamını tamamlıyor güçlü duruşu ve incelikli detaylara sahip gösterişli dış tasarıma sahip, zarif tasarımıyla öne çıkan Rifter, ilk bakışta etkileyici modern ve geleceğe yönelik yeni nesil tasarıma sahip olduğunu belli ediyor. Yeni Rifter, ortada yeni PEUGEOT logosu ve yeni ön ızgarasıyla birlikte daha dinamik bir ön tasarıma sahip. Aslan pencesinden esinlenen ön lambalar ve ön lambaların ortasından LED destekli gündüz lambaları Rifter’in güçlü duruşuna katkı sağlıyor Ayrıca yeni model, markanın ikonik üç pençeli ışık imzasını da taşıyor. Rifter’ın iddialı tarzı, yeni haki yeşil rengiyle daha da ön plana çıkıyor. Yan kısımdan baktığımızda aracı çepeçevre saran geniş çamurluk kemerleri, yan korumaları, parlak siyah tavan rayları ve yerden yüksek yapısı, aracın “outdoor” kullanımına uygun olduğunu vurguluyor. Derin çizgilere sahip olan omuz çizgisi ön tekerleklerin bitiminden başlayıp arka bölümdeki stop lambalarına kadar uzanıyor. Arka tasarımı domine eden büyük bagaj kapağı devasa bir bagaja açılırken markanın imzası niteliğinde olan stop lambaları marka aidiyetine vurgu yapıyor. Köşeleri de içine alan tampon tasarımı ise günlük kullanımın zorluklarına karşı etkin bir koruma sağlıyor. GT versiyonu ön ızgara çerçevesi, yan ayna kapakları, tavan rayları ve yan gövde çıtaları olmak üzere bir dizi Onyx Siyah eklentiye sahip.
İç Tasarım
Yeni Peugeot Rifter’in hafif ticari araç sınıfında kaliteli malzemelerle üretilen iç mekanı, tasarımı ve üst düzey kalite algısıyla tamamen yeni bir dünyanın kapılarını aralıyor. Tamamen sürücü odaklı tasarlanan ve dikkat dağıtmadan keyifli bir sürüş gerçekleştirmesini sağlayan Peugeot i-Cockpit kullanıcısını yüksek teknoloji ile baş başa bırakıyor. Daha kompakt bir boyuta sahip olan direksiyon iki kollu tasarımıyla sürücüye optimum görüş alanı sunarken aynı zamanda maksimum diz mesafesi sağlıyor. Kaliteli malzemelerle üretilen kokpitte; 10 inç büyüklüğündeki yüksek çözünürlüklü dokunmatik ekran orta konsola adeta bir tablet entegre edildiği izlenimini uyandırırken, bünyesinde barındırdığı teknolojik altyapıyla kullanım kolaylığı ve pratikliğini beraberinde getiriyor. Sistem üzerinden radyo, iklimlendirme paneli, navigasyon, araç özellikleri, telefon ve mobil uygulamalar olmak üzere temel fonksiyonlara doğrudan erişim sağlıyor. Yükseltilmiş gösterge paneli yüksek çözünürlüklü ekranıyla futuristik bir görünüm sunarken kişiselleştirme imkanıyla sürücünün ihtiyaç duyacağı her şeyi doğrudan görüş hizasına getirerek fonksiyonelliği ve sürüş güvenliğini destekliyor. Işık kemeri ve entegre eşya rafıyla daha da işlevsel hale gelen geniş Zenith cam tavan aracın bütün havasını değiştiriyor, daha lüks, daha ferah yolculuklar için ideal gece sürüşlerinde ise aracın iç aydınlatması boylamasına bütün tavanı kaplıyor, farklı dünyaların kapısını aralıyor desek yeridir. Çok yönlü koltuklar aracın modüler yapısını destekliyor ayrıca yeni modelde sunulan yeni kabin malzemeleriyle uyumlu, donanıma göre uyarlanan yeni SIXTIES ve LOSANGE kumaş koltuklar süslüyor. Magic flat koltukları 3.500 lt yükleme hacmi ve 186 litre saklama alanı, 2.700 mm yükleme uzunluğu ile sınıfında rakipsiz diyebilirim.
Performans
Peugeot Rifter ‘Aslan’ sürüş deneyimi bakımından kendini kanıtlamış köklü bir marka. Hangi sınıfta olursa olsun, markanın mühendisleri tarafından geliştirilen otomobiller üstün sürüş keyfiyle haklı bir üne sahip. Konu hafif ticari araç olduğunda da markanın sunmuş olduğu sürüş keyfi bu geleneği bozmuyor. Genelde bu sınıf araçlarda stil sürüş keyfinin önüne geçebiliyor. Yerden yüksek yapı, yüksek sürüş pozisyonu, yüksek ağırlık merkezi gibi sınıfa has özellikler sürüş keyfini gölgeleyebiliyor. Peugeot Rifter henüz ilk sürüş anından itibaren büyüsünü hissettiriyor. Kusursuz yol tutuş, hassas çalışan ve yüksek tepkili direksiyon ve atak olduğu kadar güvenli sürüş hissi… her şey olması gerektiği gibi. Peugeot Rifter aracımızda kullanılan 1.499 cc sıralı 4 silindirli yeni nesil turbo dizel motorun görev yaptığı test aracımız 3750 d/d’de 130 hp güç, 1750 d/d’de 300 Nm tork üretiyor. 8 kademeli EAT8 tam otomatik şanzımanla gücünü ön tekerlere ileten Rifter, 10.8 saniyede 100 km/s hıza ulaşıp, maksimum 181 km/s hıza çıkabiliyor. İdeal yol tutuşa sahip ters Mc Pherson tipi bağımsız tekerlekli dingil, helezon yaylar, amortisörler ve viraj çubuğu, arka esnek travers, amortisör süspansiyon sistemi çok başarılı, her devri torklu ve atak olan motorun ivmelenme istekli. 8 kademeli tam otomatik şanzıman ile motorun uyumu ise gayet başarılı, vites geçişleri sarsıntısız ve performans istediğiniz zamanda gayet devirli. Yol tutuş, frenler, hissiyat konusunda ise Peugeot Rifter iddaasından vazgeçmiyor ve bunu da gayet güzel ispatlıyor. Otomobil otoyol sürüşlerinde gayet stabil seyrederken, viraj kullanımında siz nereye isterseniz o yöne gayet sağlam adımlarla dönebilirken, dar şehir içi yollarında da kıvrak bir sürüş imkanı tanımakta. Ayrıca fren pedalına ayağınızı uzattığınız anda içini güvenle dolduran sağlamlıkta frenlere sahip. Bu kadar tok bir motor, hızlı şanzıman ve güven hissi sunan yol tutuşa sahip hafif ticari araç için yeterli miktarda konfor sunuyor. Peugeot RIFTER sahip olduğu üstün özellikleriyle şehir içinde ve şehirlerarası yolculuklarda ve küçük hafta sonu aktivitelerinde ideal yol arkadaşı olarak öne çıkıyor diyebiliriz. ilk fırsatta size en yakın Peugeot bayisine giderek aracı incelemenizde hatta test sürüşüne çıkmanızda fayda görüyorum.