Audi, tamamen elektrikli iki koltuklu spor otomobili Audi Concept C’yi tanıttı.
Audi AG’de geçtiğimiz yıl CCO – Chief Creative Officer (Baş Kreatif Direktör) olarak göreve başlayan Massimo Frascella’nın liderliğinde yeni bir tasarım felsefesi şekilleniyor. Bu yaklaşımın ilk somut örneği olan model, roadster formundaki yenilikçi tavan konseptiyle coupé’nin zarafetini cabriolet’nin özgün sürüş deneyimiyle buluşturuyor.
Audi Concept C, markanın 30. yılını kutlayan ikonik TT modeline bir saygı duruşu niteliği taşıyor. İkonik modelin çizgilerinden ve yuvarlak tasarım anlayışından ilham alan konsept, geçmiş ile geleceği buluşturan bir vizyon ortaya koyuyor. Bu açıdan Concept C, TT’nin yenilikçi ruhunu yeniden canlandırırken, tamamen elektrikli mimarisiyle Audi’nin geleceğe attığı en cesur adımı temsil ediyor.
Audi, markanın yeni tasarım felsefesini temsil eden ve geleceğe giden yolu açan tamamen elektrikli, iki koltuklu spor otomobil Audi Concept C’yi tanıttı.
Konsept otomobil, her açıdan yeni Audi tasarım felsefesinin özünü, yani radikal sadeliği ortaya koyuyor. Yeni Audi marka yüzü, markanın mirasını modern bir yorumla sunan dikey çerçeve ve karakteristik dört öğeli ışık imzasıyla öne çıkıyor. Roadster tasarımındaki yeni tavan konsepti, coupé’nin zarafetini cabriolet sürüş deneyimiyle birleştirirken, tek parça gövde stilinin özünü koruyor. Yüksek kaliteli malzemeler her detayda teknik hassasiyeti yansıtıyor. Minimalist tasarım, iç mekânı dikkat dağıtıcı unsurlardan arındırıyor ve sezgisel bir kullanım sunuyor; gizli teknolojiler (“shy tech”) ile sağlam dokunsal kontroller birleşerek duygusal bir sürüş deneyimi oluşturuyor.
Audi Concept C, Audi’nin 30. yılını kutlayan ikonik TT modeline bir saygı duruşu niteliği taşıyor. İkonik modelin temiz çizgilerinden ve yuvarlak tasarım anlayışından ilham alan konsept, geçmiş ile geleceği buluşturan bir vizyon ortaya koyuyor. Bu açıdan Concept C, TT’nin yenilikçi ruhunu yeniden canlandırırken, tamamen elektrikli mimarisiyle markanın geleceğe attığı en cesur adımı temsil ediyor.
Yeni konsept, ikonik projelerdeki cesur yaklaşımlarıyla tanınan Massimo Frascella’nın Audi tasarım direktörlüğü dönemindeki ilk çalışması. Model, Frascella’nın markanın tasarımında başlattığı radikal dönüşümü de simgeliyor. Concept C, bu açıdan yalnızca evrim değil, adeta devrim niteliğinde yeni bir sayfa açıyor.
Audi Concept C, saf form, teknik hassasiyet ve sağlamlıkla atletik minimalizmi somutlaştırıyor. Tam yüzeylerle geriye çekilmiş yüzeylerin tek bir çizgiyle buluşmasından doğan gerilim, otomobilin mimari özünü belirliyor.
Döllner: Yeni bir dönemin sembolü
Audi Concept C’nin, markanın yeni tasarım felsefesini temsil ettiğini belirten Audi CEO’su Gernot Döllner, “Audi Concept C, yalnızca yeni bir model değil, tasarımımızda ve markamızda yeni bir dönemin sembolü. İkonik TT, bir zamanlar Audi’yi tasarım dünyasında farklı bir noktaya taşımıştı; Concept C ise bu mirası geleceğe elektrikli bir vizyonla aktarıyor. Bizim için bu konsept, geçmişin güçlü ikonlarını geleceğin netliği ve cesur sadeliği ile buluşturuyor.” dedi.
Frascella: Dönüşümün ilk ifadesi
Audi’de göreve başlamasıyla birlikte, markanın tasarımında köklü bir dönüşüm amaçladığını söyleyen CCO Massimo Frascella ise “Concept C, bu vizyonun ilk somut ifadesi. Orijinal TT’nin çizgilerini, geleceğin elektrikli spor otomobili için yeniden yorumladık. Audi’nin yeni tasarım felsefesi, sadeliği, duyguyu ve gücü aynı potada eritiyor. Bu model, yalnızca bir konsept değil, üretim yolundaki tüm geleceğimizin ipuçlarını taşıyor.” ifadeleriyle yeni dönemi tanımlıyor.
Dikey Çerçeveyle Güçlü Ön Tasarım
Yeni ön tasarımın merkezinde dikey çerçeve yer alıyor ve aracın tüm hacmi buradan gelişiyor. Auto Union Type C (1936) ve üçüncü nesil Audi A6’dan (2004) ilham alınan bu yapı, kimlik ve güçlü bir varlık duygusu taşıyan dik ve net bir forma sahip. Audi’nin mirasının ilerici bir yorumu olarak marka halkalarını sergiliyor ve ileriye dönük teknolojiyi entegre ediyor. Güçlü omuz çizgisi, iki koltuklu spor otomobilin hacmini tanımlıyor. Orantılar, merkezi batarya yerleşiminden kaynaklanıyor; kabin arkaya doğru uzanıyor ve gövde üzerine sağlam bir şekilde oturuyor. Audi’de bir roadster’da ilk kez kullanılan elektrikli katlanabilir sert tavan, iki parçalı tasarımı sayesinde hem tek parça gövde formunu koruyor hem de üstü açık sürüş deneyimi sunuyor. Arka bölümde sade yüzeyler ve yatay çıtalar, aracın sportif karakterini ön plana çıkarıyor.
Audi Concept C, her bir far ve stop grubunda yatay düzenlenmiş dört öğeden oluşan yeni bir ışık imzası sunuyor. Bu tasarım, gece ve gündüz benzersiz bir yol varlığı sağlayarak Audi’nin görsel kimliğini geleceğe taşıyor. Konsept otomobilin dış tasarımı “Titanyum” rengiyle sergilendi; adını aldığı metalin parlaklığından ilham alarak hassasiyet, hafiflik ve güç ile tanımlanan sıcak, teknik bir zarafet ortaya koyuyor.
Minimalist İç Mekân, Maksimum Etki
İç mekân, güçlü yüzeyler ve net geometrilerle öne çıkıyor; sürücüye odaklanırken yolcuya da geniş alan sunuyor. Direksiyon simidi, yuvarlak formu, sofistike dokunsal detayları ve merkezde gerçek metalden Audi halkalarıyla bu deneyimin odak noktası oluyor. Malzemeler saf ve rafine bir atmosfer yaratırken, titanyumdan ilham alan renk paleti uyum sağlıyor. Doğal dokular sıcaklık ve kalite katarken, ambiyans aydınlatması malzemeleri öne çıkararak tasarımın sağlamlığını vurguluyor.
Shy Tech – Gizli Teknolojilerle Sezgisel Kullanıcı Deneyimi
Teknoloji ilerlemenin önünü açıyor; her zaman erişilebilir ama asla baskın değil. Akıllı teknolojiler, tüm duyulara hitap eden kesintisiz bir deneyim sunuyor. Gösterge ve kumanda konsepti bu felsefe ile uyumlu. 10,4 inçlik katlanabilir merkezi ekran, bağlama uygun olarak kullanıcıya sezgisel biçimde bilgi aktarıyor. Direksiyon ve orta konsoldaki dokunsal kontrollerle birlikte, etkileşim netlik ve hassasiyet kazanıyor; kontroller tam beklenen yerde konumlanıyor.
Geleceğin Audi’si Bugünden Görünüyor
Audi, önümüzdeki dönemde en çok önem taşıyan unsurlara odaklanacak: netlik, tekniklik, zekâ ve duygunun benzersiz birleşimi. Audi Concept C, yeni tasarım felsefesinin başlangıcını ve dört halka için tanımlayıcı bir anı temsil ediyor. Konsept, bir sonraki seri üretim modeline ön bakış sunarken, sonraki modellerin tasarım yolunu da açıyor.