Bu günlerde bana eşlik eden test sürüşümün konuğu i10 oldu. Hyundai’nin güvenilir yol arkadaşı olmaktan öteye geçemeyen basit ve iddiasız otomobiller ürettiği yıllar gerilerde kaldı. Bugün; batı otomotiv teknolojisini takip etmek bir yana, bir çok konuda sektöre yön vermeye başlayan bir marka var karşımızda. 90’ların Mitsubishi altyapılı Excell’leri ile günümüzün modern “i” serisini yan yana getirmek, Hyundai’nin katettiği mesafeyi anlamak için yeterli. Özellikle son 10 yılda giderek cesurlaşan ve Elantra ile zirveyi yakalayan tasarım anlayışı, Kore’li markanın teknoloji ve üretimde yakaladığı gelişme ve ilerlemenin tasarıma yansıması.
Eskiden diz hizasında yer alırken, bugün artık etekliğin hemen üzerine inen yan koruma çıtası görünümlü plastik süsler i10’un kapılarında da yer alıyor, güncel modaya uygun olarak. Çamurluğa taşan farlar ve stoplar da güncel tasarım eğiliminin değişmez unsurlarından biri. İlk i10’un Japon şehir miniklerini andıran; tekerleklerin fazla küçük kaldığı ve ilk rüzgarda savrulacakmış hissi yaratan tasarımına karşın, yeni i10 dengeli orantılara ve güçlü bir duruşa sahip. Orman içinde yaptığımız bol virajlı test sürüşünde; olgun sürüş özelikleriyle görüntüsünün hakkını da verdi minik Kore’li.
i10’un tasarımında ilk dikkati çeken, eski nesline göre çok daha net ve keskin çizgilere sahip olması. İlk i10 sevimli ancak biraz mahcup bir şehir miniğiyken, yeni i10 “boyuma bakmayın, tehlikeli olabilirim” diyor adeta. Geniş bir altıgen biçimindeki ön ızgara köşeli farlar bu imajın yaratıcıları. Ön ızgaranın iki yanında bulunan sis farları biraz kafamızı karıştırdı; zira aracı çalıştırdığımızda bu farlar gündüz farı gibi hemen yanmaya başladılar, ancak verdikleri ışık alışık olduğumuz gündüz farlarına göre çok zayıftı-sanki akü bitiyormuş gibi. Farları yaktığımızda ise tümden söndüler, “Acaba sis farı olarak ne kadar ışık veriyor?” deyip denemek istedik, ancak far kumandalarında ya da göğüslüğün herhangi bir yerinde sis farlarına kumanda edecek bir kol ya da tuş bulamadık! Bazı donanım seviyelerinde sis farı yuvasını çevreleyen LEDli gündüz farları da yoktu test aracımızda.
Arka cam, arkaya doğru yükselen omuz ve alçalan tavan çizgileri nedeniyle beklendiği gibi dar. Ancak, otomobilin hatchback oluşu nedeniyle, bu darlık park manevralarında sıkıntı yaratmıyor. Zaten küçük olan boyutlar sayesinde araç hemen her yere kolayca “sıkıştırılıyor”.
İç mekanda bizi biraz daha geleneksel ve alışıldık çizgiler karşılıyor. Sürüş pozisyonunu bulmak zor değil, kumandalar kafa karıştırmıyor, herşey yerli yerinde. Özellikle debriyaj ve vites kolu ikilisi, benim gibi düz vites tutkunları için neredeyse ziyafet sunuyor. Hemen her noktada eşit sertlikte olan debriyaj pedalı ve tadında bir sertlik sunan hafif kemikli vites kolu nedeniyle her fırsatta vites değiştirdim virajlı test parkurunda. Direksiyon bu sınıf kullanıcılarının beklentilerine göre biraz sert kaçabilir, ancak bence bundan keyif almak lazım. Aşırı hafif ve hissiz Japon direksiyonlarından sonra Hyundai’nin minik yaramazındaki bu hafif sertlik, otomobilin tasarımının yarattığı etkiyle uyum içinde.
Kolay takip edilen göstergelerde ilgi çeken nokta; hız ve devir göstergelerinin yanında yer alan 2 minik gösterge. Alt alta duran bu iki gösterge tahmin edildiği gibi yakıt ve motor ısısı değil, her ikisi de yakıt göstergesi. Test aracımız fabrika çıkışlı LPG’li, yani çift yakıtlı. Bu nedenle gösterge panelinde iki yakıt göstergesi birden var; biri benzin diğeri ise LPG deposuna ait. Sürücünün sol dizinin hizasında bulunan bir düğme ile benzin/LPG arasında geçiş yapılıyor.
Küçük motor, i10’un ağırlığıyla kolayca başa çıkıyor. Gerek benzin gerekse LPG modun da tatmin edici çekiş sunan araç, yine de benzinli modda daha fazla keyif veriyor doğal olarak. İç mekan da kullanışlılık ya da tasarım konusunda öne çıkacak bir özellik sunmayan i10, herhangi bir konuda geride de kalmıyor. Aynı şey sürüş özellikleri için de geçerli; belirgin bir zayıflığı yok. Yine de, bu sınıfta bir otomobilin bu kadar “olgun” sürüş hissi vermesine şaşırmadım da değil. Daha önceki farklı Hyundai testlerinin sonunda da belirttiğim gibi; Hyundai artık farklı bir marka. Takipçi değil yön verici. i10’la pazara yön veremez ama bu sınıfta dersine çok iyi çalıştığı ortada! Tebrikler Hyundai